top of page

[+21] 01. BÖLÜM - GİZLİ VİDEOLAR - VENÜS I

Güncelleme tarihi: 10 Eki

Venüs - Adar - Soydaş - ARK Evreni - Yazar Ruyam - Venüs Soydaş - Venüs Dağdelen - Adar Soydaş
2027 Yılından İtibaren Başlamaktadır. ARK Evreni yer alan sonraki üçleme olan kitap Arven, 2044'de başlıyordu. Önceki üçleme olan ARK ise 2023'de başlıyordu.

Venüs ~

Holding’in koridorunda yürürken alıştığım fısıltılar yeniden başladı. Çevremdeki çalışanların garip bakışları üçe ayrılmıştı. Belli bir yaşın üstünde olanlar acıyarak, esmerler küçümseyerek, sarışınlar ise galibiyet kazanmış gibi bakıyordu. Nedenini bilmiyordum. Alıştığımı düşündüğüm her an, kendimi daha da zorlanırken buluyordum. Kocamla aynı şirkette çalışmak berbat hissettiriyordu. İnsanlar sabahlara kadar çalıştığım hâlde yaptığım her şeyi, babam ve kocam Zahir yüzünden yapabildiğimi sanıyordu.

Zahir’in odasına yaklaştığımda etrafta sekreterini aradım ama göremedim. Onun odası, biz müdürlerin odasının üst katındaydı. Burada daha çok arşivleme işleri ve genel kurul toplantıları yapılıyordu. Zahir, sürekli olarak Holding’de olmuyordu. İşi bir CEO olarak yabancı müşterilerle alakadar olmaktı. Aslında… Neredeyse Holding’le ilgili tüm yük benim omuzlarımın üstündeydi ama sadece Halkla İlişkiler Müdürü'ydüm…

Kocamın kapısını tıkladığımda bir süre ses gelmedi. Kapı kulpuna uzanacağım sırada sekreterinin sesini duydum. “Zahir Bey, rahatsız edilmemek istedi.” Hafifçe sekreterine doğru döndüm. Beni fark edince şaşırdı. “Affedersiniz, Venüs Hanım. Başka biri sandım. Eşiniz duşa gireceğini söylemişti, o yüzden…” Açıklama yapmaya çalıştığını görünce başımla ona masasını işaret ettim. “Önemli değil.” Kapı kulpunu aşağıya indirerek odaya girdim.

Su sesi kulaklarıma doldu. Zahir’in Holding'deki odasında, ayrı bir dinlenme alanı ve banyosu vardı. Bazen çok şiddetli baş ağrıları oluyordu, bu nedenle çalışırken kısa molalar verirdi. Zahir’in çalışma masasına doğru yürüdüm. Bilgisayarı açıktı. İşte buna şaşırmıştım. Genelde veri güvenliğine fazla önem verdiği için açık tutmazdı.

Önce koltuğuna oturdum, sonra da fareyi oynatarak ekranın aydınlanmasını sağladım. İlginç bir şekilde şifre istemedi. İstemesi gerekiyordu çünkü bu bilgisayar şifreliydi. Bazı evrakları imzalamak için kullandığım oluyordu. Ana ekranda gördüğüm resimle kaşlarım çatıldı. Normalde ekranda birlikte çekildiğimiz bir fotoğraf vardı ama şu an… bomboştu. Yeni kurulmuş bir bilgisayar gibiydi ya da… Dur bir dakika? Fareyi sağa kaydırdığımda bunun aslında sanal bir bilgisayar olduğunu fark ettim. Sunucu mu kiralamıştı? Ama neden?

Ekranda bazı dosyalar vardı ama bunları incelemek için vaktim yoktu. İçlerinden birinde kocamın ismi yazıyordu. Bir şeyin koleksiyonu olmalıydı, belki de film arşivi falandı. Zahir, bu tarz şeyleri severdi. Koleksiyon takıntısı vardı. Dosyanın içindeki başka bir dosyaya girince bakışlarım tanıdık bir isimde durdu. Bu… en yakın arkadaşımın adıydı. Nasıl yani? Bunlar videoydu.

Eğer şimdi açarsam ses tüm odada yankılanabilirdi. Bu sunucu işinde ses sisteminin nasıl olduğunu bilmiyordum. Belki de telefonuna ya da kulaklığına bağlıydı. Videoyu açamadım ama içim içimi yedi, merak ettim. Sağ üstten dosya görüntüsünü büyüttüm. Videonun kapak fotoğrafında sırtını kameraya dönmüş, ayakta duran sarışın bir kadın vardı. Nerede olduğunu anlayamadım, önünde yatağa benzer bir şey vardı. Monitöre doğru iyice yaklaşarak donmuş tek kare görüntüyü inceledim. Kadının eli arkasına kıvrılmıştı, sanki saçlarını tutuyordu ya da elbisesinin fermuarını… Önce hiçbir anlam yükleyemedim. Kalbim delicesine atmaya başladı. Sonra bir anda içime şüphe tohumları ekildi.

Yutkundum.

Bakışlarım çantamdaki hard diski buldu. Tereddüt etmeden onu alıp bilgisayara bağladım. Fazla vaktimin olmadığını bildiğim için tüm dosyayı içine aktardım. Yasak bir şey yaptığımı biliyordum. Ellerimin titrediğini fark ettim. Şunu gördükten sonra zihnimi yiyip bitiren ihtimallerle yaşayamazdım. O nedenle buna mecburdum. Bakışlarım aktarım süresinde gezindi. Of! Bu kadar zamanım yoktu. Banyodaki su sesi kesildi, ardından saç kurutma makinesinin sesini duydum. Zahir, banyodan çıkmıştı ama ekranda aktarıma bir saat kaldığı yazıyordu. Yanmıştım. Salak gibi neden tüm klasörleri atmaya çalışmıştım ki? Elim ayağıma dolaştı, iptal etmeye çalıştım ancak ekran dondu. Kasadan hard diski çıkarmak için uzandığım sırada kapı tıklatıldı. Eyvah!

Kapı ben ses çıkaramadan açılınca sandalyeden kalktım. Sanki koruyabilecekmişim gibi kasanın önüne geçtim. Elimin kenarıyla hard diski, masa ve kasa arasına sıkıştırdım. Zahir, kesin görecekti! Yanmıştım… Parmaklarımla kasanın kapatma tuşunu buldum. Tam basacağım an… onun sesini duydum. Kuzenim Yasemin’in… Burada ne işi vardı?

“Ben geldim!” Bakışlarım kapıyı kapatan Yasemin’le birleşti. Ben şaşırdım, belli ki o da şaşırmıştı ancak kısa sürede kendisini toparladı. “Zahir enişteyle görüşecektim ama…” Ah! Bu saatlerde olan toplantım öğleden sonraya ertelenmişti. Muhtemelen Zahir, bunu bilmediği için bana Yasemin'in geleceğini haber verememişti.

Şüpheyle, “Bir şey mi oldu?” diye sordu.

Oyunculuğum iyiydi. Hem de her zaman… Çünkü hayatımın her noktasında rol yapmak zorunda kalmıştım. Olmadığım biri gibi gözükmek…

Hafifçe gülümsedim. “Seni beklemiyordum, Yaseminciğim. Ondan şaşırdım.” Yanına doğru adımladım. “Zahir’le öğle yemeği yiyelim istedim. Ben de ondan gelmiştim ama şu an duş alıyor…” Elimle Zahir’in dinlenme odasını gösterdim. “Sekreteri müsait değil, demedi mi?” Bana demişti.

Yasemin sorduğum soruyla gözlerini kırpıştırdı. “Senin içeride olduğunu söyleyince…” Hafifçe kaşlarım çatıldı. Odaya girince beni gördüğüne şaşırmamış mıydı?

“Aaa! İyi yapmışsın, tabii. Vaktin varsa birlikte öğle yemeğine çıkarız, olur mu?” Başıyla beni onayladı. “Elbette! Kesinlikle çıkalım.” Onlardan önce toplantı bahanesiyle buraya dönüp hard diski alırdım. Tek yapmam gereken Zahir’in benden önce bilgisayara ulaşmasını engellemekti.

“Hanımlar?” Bakışlarım Zahir’i buldu. Kapı sesini duymayacak kadar düşüncelere dalmış olmalıydım. Yasemin, “Necip Bey'in toplantısını planlamaya gelmiştim enişte ama…” diyerek bana döndü. Devamını benim getirmemi istiyor gibiydi.

Zahir’e doğru yürüdüm. Yeni tıraş olmuştu. Yanağına kısa bir öpücük kondurdum. “Oh! Mis gibi kokmuşsun!” Zahir’in bakışları, önce Yasemin’i sonra da beni buldu. Belime elini sarıp bedenimi hafifçe kendisine çekti.

“Toplantım öğleden sonraya ertelendi. Hadi birlikte yakınlarda bir şeyler atıştıralım. Ben oradan giderim, siz de toplantı için geri dönersiniz. Ne dersin, Zahir?”

Başıyla beni onayladı. “Sen nasıl istersen, öyle yapalım. Öğleden sonra çok fazla programım var ama biliyorsun bu akşam…” derken sözünü kestim. “Evet! Roma’ya uçacaksın, biliyorum.” Son dakika gelişmesi olduğu için programını ben oluşturmuştum. Önemli bir iş adamıyla toplantı yapmaya gidecekti. Babam, arada böyle geliri yüksek işleri bize paslıyordu. Bu nedenle gitmek istemediği hâlde Zahir, sırf benim için onca yol gidip yorgun argın geri dönecekti.

“Dağdelen’lerin biricik kızıyla evlendin. Bu kadar yorulman çok normal,” dedi Yasemin. Sesindeki iğneleyici imayı duydum ama duymazlıktan geldim. Dağdelen Holding, babamındı. Eşim Zahir ise Şahin Holding’i yönetiyordu. Babam istediği için bu evliliği yapmıştım, sonradan da Zahir’den hoşlanmaya başlamıştım. Beni her zaman el üstünde tutmaya çalışıyordu.

Bakışlarım Yasemin'i buldu. Genç bir kadındı. Sanırım üniversiteyi iki sene önce bitirmişti. Bu nedenle bulunduğum konuma, Zahir'in bana davranışlarına, müdür olmama, mutlu olmama karşı hafif kıskançlıkları vardı. Daha çok özeniyor gibiydi. Şimdiye kadar ileriye gitmemişti, samimi olduğumuz da söylenemezdi. Sanırım bir şirkette özel sekreter olarak çalışıyordu. Ben... onların şirketinin bizimle iş yapmaya başlayacağından habersizdim. Zahir'e kesinlikle bunu sormalıydım. Yasemin'in Zahir'in etrafında olması beni rahatsız etmişti. Başımı iki yana salladım. Muhtemelen kuruntu yapıyordum, saçma bir kıskançlıktı sadece.

“Hadi o zaman, çıkalım!”

Üçümüz birlikte kapıya yöneldik. Yasemin’in ipeksi dalgalara sahip saçlarında bakışlarım gezindi. Rengi sapsarıydı. Küçükken de saçları bu renk olduğu için doğuştan sarışın olduğunu biliyordum. Boyu da bana nazaran bir hayli kısaydı. 1.66 boylarındaydı, minyon bir görünüşe sahipti.

Zahir sekreterine, “Sen de yemeğe çıkabilirsin. Dönünce ben sana geldiğimi haber veririm,” dedi. Sekreteri hafifçe başını salladı. Önce Yasemin'e, sonra da bana baktı. Göz göze gelince bakışlarında o tanıdık hisleri gördüm. Acıma… Kendim yetmiyormuşum gibi bir de akrabalarımın buraya çöreklendiğini mi düşünüyorlardı? Emin değildim. Sekreter, bakışlarını benden kaçırıp eşyalarını toparlamaya başladı.

O sırada Zahir, odasının kapısına doğru döndü. “Sanırım bilgisayarımı açık bıraktım.” Panikledim. Yasemin’in gözleri beni buldu. Bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamıştı. Zahir’in koluna girdim. “Ben baktığımda bilgisayar kapalıydı.”

Zahir’in bakışları yüzümü şüpheyle süzdü. “Emin misin?” Başımı hafifçe salladım. “Veri gizliliğine önem verdiğini biliyorum, Zahir. Sen odada olmadığın için kontrol edeyim dedim ama zaten kapalıydı.” Bir şey söylemedi. Bakışlarıyla asansörleri işaret etti. Sanırım önce şüphelenmişti ama sonra göreceğim şey her neyse, bu kadar normal tepki vermeyeceğimi anlayıp konuyu kapatmayı seçmişti. Bu da beni iyice meraklandırmıştı.

O videodaki gerçekten en yakın arkadaşım mıydı ve orada ne yapıyordu? Eğer oysa videonun Zahir'de ne işi vardı? Benim... ondan başka arkadaşım yoktu. Evden işe, işten eve giden bir kadındım. Kocamla arada gittiğimiz mekân Nara haricinde, eğlence mekanı anlayışına sahip değildim. Kısıtlanarak büyümüştüm, hem de fazlasıyla! Bu nedenle içim içimi yiyordu. Merak... iç organlarımdan bedenime yayılan bir kuşkuyla beni kasıp kavurmaya başladı. Lütfen aklıma gelen olmasın... Lütfen...


Sonraki Bölüm İçin Aşağıdaki Resme Tıklayın!

👇 👇 👇 👇 👇

Yorumlar


Bu gönderiye yorum yapmak artık mümkün değil. Daha fazla bilgi için site sahibiyle iletişime geçin.
İstanbul Kitap Fuarı - Ulysses Yayınları
İstanbul Kitap Fuarı - Ulysses Yayınları
Etkinliğe 36 gün kaldı
13 Ara Cmt
Büyükçekmece
Muhtemel Yaklaşan İmza Günü - Ulysses Yayınları Fuar'da olacak ancak Yazar Ruyam'ın katılımı bir hafta önceden belirlenip duyurulacaktır. Fuarlarda katılacak kişi sayısının etkisi fazladır. Katılmayı düşünenler ya da katılacağına emin olanlar kayıt oluşturmayı unutmasınlar... Tarih ve saat belirsiz.
bottom of page